Dünyanın Yedi Harikası hakkında bilgi
Dünyanın Yedi Harikası
Dünyanın Yedi Harikası, tamamı insanoğlu tarafından inşa edilmiş, olağanüstü antik yapı ve yapıtlardır. Antik Dönemin Yedi Harikası adıyla da bilinir. İlk olarak MÖ 5. yüzyılda tarihçi Herodot tarafından ortaya atılan bir kavramdır. MÖ 4. yüzyılda Sidon’lu Antipatros tarafından ilk olarak “Dünya’nın yedi harikası üzerine” adlı eserle oluşturulmuştur.
Günümüzde, Dünyanın Yedi Harikası’ndan sadece Keops Piramidi ayaktadır. Diğerleri yangın ya da deprem gibi nedenlerle yok olmuşlardır.
Keops Piramidi
Keos Piramidi Mısır’ın başkenti Kahire yakınındaki Nil Nehrinin batısında bulunan Gizze Yaylasında bulunmaktadır. Dünyanın yedi harikasından günümüze kadar ulaşan tek eserdir. Piramit, M.Ö. 2800 yıllarına doğru hüküm süren Mısır’ın 4. Sülale devri hükümdarlarından Keops’un mezarıdır.
Keos Piramidinin yüksekliği 138 metredir. Tepeden 10 metre kadar aşınmıştır. Bir kenarı 227 metre olan dörtgen tabanı 50.524 metrekarelik bir alanı kaplar. Keops Piramidi’nin yanında biraz daha küçük olan Kefren ve Mikeranos piramitleri bulunmaktadır. İkinci büyük piramit, Keops’un kardeşi olan ve o öldükten sonra firavun olan Kefren’e aittir. Küçük piramit ise M.Ö. 2500’lü yıllarda hüküm süren Mikerinos’a aittir. Mısır piramitleri yeryüzündeki anıt-kabirlerin en eskileri ve en büyükleridir.
Piramitler, firavunun mumyası ile hepsi birbirinden değerli eşsiz nitelikteki sanat eserlerini; kral, kraliçe, prens heykellerini de içlerinde saklıyordu ve bu eşsiz hazineleri saklamak için yapılmışlardır.
Babil’in Asma Bahçeleri
MÖ 7. yüzyılda Babil kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Babil’in Asma Bahçeleri’nin yeri hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Babil şehri günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye ve Güneydoğu Anadolu topraklarını kapsayan Mezopotamya adı verilen bölgede yer almaktadır. Babil’in çorak Mezopotamya çölünün ortasında, ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçe.
Babil’in Asma Bahçeleri’nin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil’deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil’in Asma Bahçelerine ait olup olmadığını düşünülmektedir. Babil’in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır. Sanılanın aksine efsanevi bahçeler bir yerlere asılı değil, sadece sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuştur.
Babil’i tarif edebilmek için en eski tarihçilerden Herodot, MÖ. 450 yıllarında; “Babil yeryüzünde bilinen bütün diğer şehirlerin ihtişamını aşar” sözlerini kullanmıştır.
Heredot’un bilgilerine göre; şehrin dış duvarlarının uzunluğu 80 km, kalınlığı ise 25 metredir. Yükseklikleri ise 97 metredir ve 4 atlı arabanın rahatlıkla gezebileceği formdadır. Duvarlardan içeri girildiğinde ise som altından yapılmış devasa heykeller, kaleler ve tapınaklar karşımıza çıkıyor.
Şehrin merkezinde çok meşhur Babil Kulesi yer alıyor. Kulenin yapılma amacı tanrı Marduk’a ulaşmak ve cennete gitmek. Kulenin üst kısmının göğe ulaştığı söylenmektedir.
Zeus Heykeli
Zeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar’a ismini veren Olimpia’da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon’un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m genişliğinde ve 2 m yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 12 m yüksekliğindeydi. Büyük bir yangın sonucunda yok olmuştur.
Rodos Heykeli
Rodos Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel MÖ 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel MÖ 226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. 32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı Helios’a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanı sıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi.
Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kâhine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar.
İskenderiye Feneri
Gemicilerin güvenliğini sağlamak ve yönlendirmek için, M.Ö 290’lı yıllarda Büyük İskender tarafından yaptırılmış fenerdir. 166 metre yüksekliğindeki fener, Mısır’ın İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında beyaz mermerden yaptırılmıştır ve bugüne kadar yapılan en yüksek fenerdir. Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilen bu fenerin en büyük özelliği ise gündüzleri dahi gün ışığını denize yansıtabilmesidir. Gecede cilalı bronz aynaların önünde yakılan ateş yansıyarak 50.km mesafeden görülmektedir. Uzun süre ayakta kalmayı başaran fenerin orta kısmı 10. yüzyılda depremler ve doğal şartlar sonucunda çökmüş, 15. yüzyılda da tamamen yıkılmıştır.
Artemis Tapınağı
Lidya kralı Croseus tarafından M.Ö. 550’de tanrıça Artemis adına, yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmış ve dönemin en ünlü heykeltraşlarına yaptırılmıştır. Tamamen mermerden yapılmış olan bu yapı bronz heykellerle süslenmiştir. Tapınak dini müessese olarak kullanıldığı gibi ticaret mekanı olarak da kullanılmıştır. 90 metre yüksekliğindeki ve 45 metre genişliğindeki bu eser, yapımından 200 yıl sonra adını ölümsüzleştirmek isteyen Herosteamus adlı bir kişi tarafından yakılmıştır. Tapınağın yakıldığı gece Büyük İskender doğmuş ve bu eserin kendisinin doğduğu gece yakıldığını öğrenince tapınağın onarılması için yardım teklif etmiş ancak reddedilince, ömrünün yettiği ölçüde tapınağı onarmıştır. Ancak M.S. 262’de çıkan yangın sonucu tapınak, sütunları dışında tamamen yok olmuştur.
Kral Mausollos’un Mezarı (Halikarnas Mozolesi)
Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezardır. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı MÖ 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş atıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi’nin toplam yüksekliği 45 m. idi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16. yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15. yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında St. John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi’nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı.